fakih ~ فقیه
Mükemmel Osmanlı Lugatı - fakih ~ فقیه maddesi. Sayfa: 552 - Sira: 13
Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; fakih maddesi. osmanlıcada fakih ne demek, fakih anlamı manası, fakih osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte fakih hakkında bilgi. Arapça fakih ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada fakih anlamı
Mükemmel Osmanlı Lugatı - فقیه fakih ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
fakih ~ فقیه güncel sözlüklerde anlamı:
FAKiH ::: (Fâkihe) Yaş meyve, yemiş, yaş hurma ağacı. * Şenlendiren, sevindiren.
FAKiH ::: Fıkıh ilmini bilen. İslâm hukukçusu. * Zeki, anlayışlı kimse.
fakîh ::: (a. s. fıkh'dan c. : fukahâ) : 1) fıkıh (din, şerîat) ilminin üstadı. 2) zekî, anlayışlı [kimse], (bkz. : fehhâm).
fâkih ::: islâm hukukunu bilen.
FAKiH ::: 2. Müctehid. Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilmemiş olan hükümleri, açık ve geniş olarak bildirilenlere benzeterek meydana çıkarabilen derin âlim. İctihâd derecesine varmış âlim.
Allahü teâlâ bir kuluna iyilik etmek isterse, onu dinde fakîh yapar. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Bir kimse fakîh olursa, Allahü teâlâ, onun özlediği şeyleri ve rızkını ummadığı yerlerden gönderir. (Hadîs-i şerîf-İhyâ)
Şeytana karşı bir fakîh bin âbidden (çok ibâdet edenden) daha kuvvetlidir. (Hadîs-i şerîf-Hilye)
Fakihlerin başı İmâm-ı A'zam'dır ve fıkhın dörtte üçü ona âittir. (İbn-i Âbidîn)
FAKiH ::: 2. Müctehid. Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilmemiş olan hükümleri, açık ve geniş olarak bildirilenlere benzeterek meydana çıkarabilen derin âlim. İctihâd derecesine varmış âlim.
Allahü teâlâ bir kuluna iyilik etmek isterse, onu dinde fakîh yapar. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Bir kimse fakîh olursa, Allahü teâlâ, onun özlediği şeyleri ve rızkını ummadığı yerlerden gönderir. (Hadîs-i şerîf-İhyâ)
Şeytana karşı bir fakîh bin âbidden (çok ibâdet edenden) daha kuvvetlidir. (Hadîs-i şerîf-Hilye)
Fakihlerin başı İmâm-ı A'zam'dır ve fıkhın dörtte üçü ona âittir. (İbn-i Âbidîn)
fakîh ::: islam hukukçusu , fakih
fâkih ::: islam hukukunu bilen , (fakihe) yaş meyve , yemiş , yaş hurma ağacı , şenlendiren , sevindiren , fıkıh ilmini bilen , islam hukukçusu , zeki , anlayışlı kimse
fakîh ::: islam hukukçusu
fakîh ::: fakih
fakîh ::: (a. s. fıkh'dan c. : fukahâ) 1) fıkıh (din, şerîat) ilminin üstadı. 2) zekî, anlayışlı [kimse], (bkz. : fehhâm).
FAKİH :::