Çağdaş Sözlük

harem ~ حرم

Mükemmel Osmanlı Lugatı - harem ~ حرم maddesi. Sayfa: 321 - Sira: 3

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; harem maddesi. osmanlıcada harem ne demek, harem anlamı manası, harem osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte harem hakkında bilgi. Arapça harem ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada harem anlamı

Mükemmel Osmanlı Lugatı - حرم harem ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

harem ~ حرم güncel sözlüklerde anlamı:

HAREM ::: Herkesin girmesine müsaade edilmeyen yer. Kadınlara mahsus oda. (Misafirlere ve erkeklerin girmesine müsaade edilen yere de"selâmlık" denir.)(Tesettür kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü, kadınlar hilkaten zaife ve nâzik olduklarından kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan; kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fıtrî bir meyli var. L.)

harem ::: (a. i.) : 1) herkesin girmesine müsâade edilmiyen, saygıdeğer ve kutsal yer. 2) Hac zamanında ihrama girilen yerden îtibâren Kabe'ye doğru olan kısım, [aksi "Hill" dir]. Şeyh-ül-harem : Medîne şehri ve civarının muhafızı [Osmanlı İmparatorluğunda].

Harem-i Şerif ::: Kabe ve civarı. 3) [evvelce] büyük İslâm konaklarında bulunan kadınlar dâiresi.

harem-i hümâyûn ::: pâdişâh sarayında kadınlar dâiresi. 4) nikâhlı kadın, zevce, (bkz. : haille).

harem-i yâr ::: sevgilinin haremi, odası.

harem ::: (a. i.) : ed. "mefâilün"den meyi atarak "fâilün" kelimesini "mef'ûlün" e çevirme, (bkz. : ahrem).

harem ::: herkesin giremeyeceği yer, aile, eş.

HAREM ::: Hac için, ömre için, ticâret için veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin Mîkat (ihrâma girilen yer) denilen yerleri ihrâmsız (iki parçadan meydana gelen dikişsiz elbiseyi giymeden) geçerek Harem'e girmeleri harâmdır. Mîkat'tan geçerken bir iş için Hill'de (Mîkat yeri ile Harem sınırı arasındaki yerde) kalmağı niyet edenlerin ve Hill'de oturanların hacdan başka niyetle Harem'e girmeleri câizdir. (İbn-i Âbidîn)

İhrâma giren kimseye bâzı şeyler yasak olur. Meselâ karadaki av hayvanlarını öldürmesi, dikilmiş elbise giymesi, bir yerini traş etmesi, kavga ve münâkaşa etmesi, tırnak kesmesi, Harem'de kendiliğinden biten ot ve ağaçları koparması ve kesmesi harâm olur. Bunları bilerek veya bilmeyerek unutarak yapanlara kurban, sadaka cezâları vâcib olur. (Muhammed Mevkûfâtî)

2. Müslümanların evlerinde, saray, konak ve benzeri yerlerde sâdece kadınların oturması için ayrılmış oda, dâire. Bu oda veya dâireye haremlik de denir.

Müslümanların evleri iki kısımdır. Harem (haremlik) ile selâmlık. Harem kısmı yalnız kadınlara âittir. Buraya hiçbir erkek giremez. Evin erkeği veya mahrem (evlenilmesi harâm olan) erkeklerden birisi gireceği zaman mutlaka evin hanımının haberi olur. (Mustafa Sabri Efendi)

3. Zevce, hanım.

Harem :::


  1. Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı
    Örnek: Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı. F. R. Atay

  2. Bu bölümde oturan kadınların hepsi.

  3. Karı, eş
    Örnek: ... gelen doktormuş, bizim doktor Hüsnü Bey... Haremim hastalanmış da. R. H. Karay

  4. (Mimarlık) Müslüman ölkelerde yalnız kadınlara ayrılan ve yabancı erkeklerin girmesi yasak olan bölüm.

harem ::: eş , herkesin giremeyeceği yer , harem

harem ::: ‬harem

harem ::: herkesin giremeyeceği yer

harem ::: (a. i.) 1) herkesin girmesine müsâade edilmiyen, saygıdeğer ve kutsal yer. 2) Hac zamanında ihrama girilen yerden îtibâren Kabe'ye doğru olan kısım, [aksi

harem ::: (a. i.) ed.

harem ::: eş, karı

HAREM :::

Herkesin girmesine müsaade edilmeyen yer. Kadınlara mahsus oda. (Misafirlere ve erkeklerin girmesine müsaade edilen yere de"selâmlık" denir.)(Tesettür kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü, kadınlar hilkaten zaife ve nâzik olduklarından kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan; kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fıtrî bir meyli var. L.)