Çağdaş Sözlük

kasvet ~ قسوت

Mükemmel Osmanlı Lugatı - kasvet ~ قسوت maddesi. Sayfa: 569 - Sira: 12

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; kasvet maddesi. osmanlıcada kasvet ne demek, kasvet anlamı manası, kasvet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kasvet hakkında bilgi. Arapça kasvet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kasvet anlamı

Mükemmel Osmanlı Lugatı - قسوت kasvet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

kasvet ~ قسوت güncel sözlüklerde anlamı:

KASVET ::: Katılık. * Sıkıntı. İç sıkıntısı. * Kalb katılığı. (Bak: Kasavet)

kasvet ::: (a. i.) : 1) katılık, sertlik. 2) merhametsizlik, acımazlık. 3) sıkıntı, gönül darlığı, [bizde üçüncü mânâsı kullanılır]

kasvet ::: sıkıntı, katılık.

KASVET ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:

Ne var ki bunlardan sonra yine kalblerinize kasvet geldi. İşte onlar (yâni kalbleriniz) şimdi katılıkta taş gibi, yâhut daha da ileri. Çünkü, taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar fışkırır. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su kaynar. Taşlardan bir kısmı da, Allah korkusuyla yukarıdan aşağı düşer. Allah, yapmakta olduklarınızdan aslâ gâfil değildir. (Bekara sûresi: 74)

Lüzumsuz çok konuşmak kalbe kasvet verir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî)

...Kasvetli kalb, Allahü teâlâdan uzaktır. (Hadîs-i şerîf-Muvattâ)

Zevk ve safâ sürmek için çok yaşamayı isteyen tûl-i emel sâhibleri; ibâdetleri vaktinde yapmazlar, tövbe etmeyi (günâhlara pişmân olmayı) terk ederler, kalbleri kasvetli olur, ölümü hâtırlamazlar, vâz ve nasîhatten ibret almazlar. (Muhammed Hâdimî)

Kalbinde kasvet bulunan kimse; tûl-i emel sâhibi olur, Allahü teâlâyı unutur, nefsinin arzu ve isteklerine uyar. (Senâullah Pâni Pûtî)

Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma şöyle vahy etti (bildirdi): "Uyanık ol, kendine dost ara, sevincine ortak olmayan bir dostu kendinden uzaklaştır, onunla arkadaşlık etme; çünkü böyle bir dost, kalbine kasvet verir..." (Muhammed bin Nadr Hârisî)

Halâveti (mânevî tadı) üç şeyde arayınız: Namazda, zikirde (Allahü teâlâyı anmada), Kur'ân-ı kerîm okumada. Eğer buralarda halâveti bulamadıysanız, biliniz ki, kalbiniz kasvet sebebi ile kapalıdır. (Hasan-ı Basrî)

Harama bakmak, kalbe kasvet verir. (Bişr-i Hafî)

Kasvet :::


  1. Sıkıntı, iç sıkıntısı.

kasvet ::: sıkıntı , katılık , gönül darlığı

kasvet ::: ‬katılık

kasvet ::: gönül darlığı

kasvet ::: (a. i.) 1) katılık, sertlik. 2) merhametsizlik, acımazlık. 3) sıkıntı, gönül darlığı, [bizde üçüncü mânâsı kullanılır]

kasvet ::: gam, hüzün, keder

KASVET :::

Katılık. * Sıkıntı. İç sıkıntısı. * Kalb katılığı. (Bak: Kasavet