Çağdaş Sözlük

dik ~ دیك

Mükemmel Osmanlı Lugatı - dik ~ دیك maddesi. Sayfa: 384 - Sira: 13

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; dik maddesi. osmanlıcada dik ne demek, dik anlamı manası, dik osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte dik hakkında bilgi. Arapça dik ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada dik anlamı

Mükemmel Osmanlı Lugatı - دیك dik ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

dik ~ دیك güncel sözlüklerde anlamı:

DiK ::: Horoz.

DiK ::: Darlık, sıkıntı. Gam. Kalbe sıkıntı veren.

dîk ::: (a. i. c. : diyeke. edyâk) : horoz.

dîk-i ebyâz ::: Cennet'te bir kuş.

dîk-ül-arş ::: "sidret-ül-müntehâ" da bulunan ve bağırtısiyle Cennet'teki meleklere namaz zamanını bildirecek olan tavus şeklinde bir melek.

dîk ::: (a. i.) : dar olma, darlık.

dîk-ı nefes ::: nefes darlığı, tıknefes.

dîk ::: ince, dar.

Dik :::


  1. Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
    Örnek: Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı

  2. Eğimi dike yakın olan
    Örnek: Dik bir dereye indiler. Ö. Seyfettin

  3. Yatık durmayan, sert.

  4. Sert, kalın, tok (ses)
    Örnek: Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler. A. İlhan

  5. Sert (bakış).

  6. Ters, aksi (söz).

  7. Kaba, yersiz (davranış)
    Örnek: Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı. H. E. Adıvar

  8. Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş.

  9. bk.dikme.

dîk ::: ince , dar , darlık , sıkıntı , gam , kalbe sıkıntı veren

dik ::: horoz

dik ::: dikey, sarp, sert, yalçın

DÎK :::

Darlık, sıkıntı. Gam. Kalbe sıkıntı veren

DİK :::

Horoz