basit ~ باسط
Mükemmel Osmanlı Lugatı - basit ~ باسط maddesi. Sayfa: 131 - Sira: 22

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; basit maddesi. osmanlıcada basit ne demek, basit anlamı manası, basit osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte basit hakkında bilgi. Arapça basit ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada basit anlamı
Mükemmel Osmanlı Lugatı - باسط basit ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
basit ~ باسط güncel sözlüklerde anlamı:
BASiT ::: Kıymetsiz. * Geniş * Yaygın olan. * Mücerred ve münferid olup, mürekkeb ve müellef olmayan. * Neş'eli. Güleryüzlü. Düz, arızasız, engelsiz. * Edb: Aruz vezinlerinden biri.
bâsit ::: (a. s. bast'dan.) : 1) yayan, yayıcı.
bâsıt-ür-rızk ::: Allah. 2) anat. Bir uzvu uzatıp açan [adale].
basit ::: (a. s. bast'dan.) : 1) sâde, düz, arızasız, engelsiz. 2) açık, geniş, yayvan, yaygın. 3) sâde, yalın. 4) neşeli, şen, güleryüzlü. 5) i. aruz vezinlerinden biri. (bkz. : aruz). 6) kolay, (bkz. : âsân, sehl).
basit ::: sade, düz, bölünmez.
Basit :::
- Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
Örnek: Derin hislerden uzak, basit zevklere düşkün, bütün manasıyla alafranga bir adamdı. Y. K. Karaosmanoğlu - Kolay
Örnek: En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. H. Taner - Süssüz, gösterişsiz
Örnek: Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı. A. Gündüz - Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz
Örnek: Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi. R. N. Güntekin - Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan
Örnek: Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü. N. Cumalı
basît ::: sade , kolay
basit ::: düz
basît ::: sade
basît ::: kolay
basit ::: (a. s. bast'dan.) 1) sâde, düz, arızasız, engelsiz. 2) açık, geniş, yayvan, yaygın. 3) sâde, yalın. 4) neşeli, şen, güleryüzlü. 5) i. aruz vezinlerinden biri. (bkz. : aruz). 6) kolay, (bkz. : âsân, sehl).
basit ::: bayağı, cılız, kolay, mahdut, olağan, yalın
BASİT :::