ran ~ ران
Mükemmel Osmanlı Lugatı - ran ~ ران maddesi. Sayfa: 392 - Sira: 18
Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; ran maddesi. osmanlıcada ran ne demek, ran anlamı manası, ran osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte ran hakkında bilgi. Arapça ran ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada ran anlamı
Mükemmel Osmanlı Lugatı - ران ran ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
ran ~ ران güncel sözlüklerde anlamı:
RAN ::: (Reyn. den fiil) Kalb katılaşması, lekelenmek. Kalbin kasavetlenmesi. * Pas, kir. (Bak: Reyn)
RAN ::: f. Bacağın uyluk kısmı. Uyluk. * Kelimenin sonuna getirilerek. " Süren, sürücü" mânasını ifade eden birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Hükümrân $ : Hüküm süren.
"); ran ::: (f. i.) : anat. oyluk, (bkz : fahz).
-rân ::: (f. s.) : "süren, sürücü, hükmeden" mânâlariyle 'birleşik kelimeler yapar. Esb-rân : at süren, at koşturan. Hüküm-rân : hüküm sürücü, süren. Kâm-rân : safa süren.
rân ::: "süren, sürücü" mânâsında son ek.
Ran :::
- (bak.) run.
rân ::: "süren , sürücü" manasında son ek , (reyn , den fiil) kalb katılaşması , lekelenmek , kalbin kasavetlenmesi , pas , kir , bacağın uyluk kısmı , uyluk , kelimenin sonuna getirilerek , " süren , sürücü" manasını ifade eden birleşik kelimeler yapılır , mesela: hükümran : hüküm süren
ran ::: (f. i.) anat. oyluk, (bkz : fahz).
-rân ::: (f. s.) süren, sürücü, hükmeden
RAN :::