hadi ~ خادع
Mükemmel Osmanlı Lugatı - hadi ~ خادع maddesi. Sayfa: 337 - Sira: 2
Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; hadi maddesi. osmanlıcada hadi ne demek, hadi anlamı manası, hadi osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hadi hakkında bilgi. Arapça hadi ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hadi anlamı
Mükemmel Osmanlı Lugatı - خادع hadi ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
hadi ~ خادع güncel sözlüklerde anlamı:
HADi ::: Birinci. * Mazluma yardım eden. * Deveyi şarkı söyleyerek süren.
HaDi ::: Hidayete ermiş. Mürşid. Rehber, delil. Hidayet yolunu gösteren. Hidayete, doğruluğa eriştiren. Önde giden.
hadi' ::: (a. s. hadîa'dan) : 1) hîleci, dolapçı, (bkz. : haddâ'). 2) fena, bozuk..
hâdî ::: (a. s.) : 1) sırada ilk, birinci. 2) i. hayvanları, en çok develeri şarkı ile süren kimse. 3) yenilene yardım eden, yardımcı.
hâdî aşr ::: on birinci.
hâdî vü işrin ::: yirmi birinci.
hâdî ::: (a. s. hidâyet'den. c. : hevâdî, hüdât) : 1) hidâyet eden, doğru yolu gösteren.
hâdî-üt-tarîk ::: doğru yolu gösteren, Allah. 2) i. kılavuz, rehber. 3) önde giden [kimse].
hadî-i sebîl ::: Hz. Muhammed (Aleyhisselâm). 4) i. mızrak ucu. 5) i. erkek adı.
Hâdî ::: hidayet veren Allah.
hâdî ::: hidayete ermiş, mürşit.
Hadi :::
- Haydi.
hâdî ::: doğru yolu gösteren , hidayet yolunu gösteren , mürşit , hidayete ermiş
hâdi ::: hud'a yapan , hileci , aldatıcı , fena , bozuk
hâdi' ::: düzenbaz
hâdî ::: doğru yolu gösteren
hâdi’ ::: düzenbaz
hadi' ::: (a. s. hadîa'dan) 1) hîleci, dolapçı, (bkz. : haddâ'). 2) fena, bozuk..
hadi ::: haydi
HADÎ :::
HÂDÎ :::