hacet ~ حاجت
Mükemmel Osmanlı Lugatı - hacet ~ حاجت maddesi. Sayfa: 313 - Sira: 9

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; hacet maddesi. osmanlıcada hacet ne demek, hacet anlamı manası, hacet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hacet hakkında bilgi. Arapça hacet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hacet anlamı
Mükemmel Osmanlı Lugatı - حاجت hacet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
hacet ~ حاجت güncel sözlüklerde anlamı:
HaCET ::: (C.: Hâcât) İhtiyaç, lüzum, muhtaçlık.
hacet ::: (a. i. c. : hâcât, havâyic) : ihtiyaç, lüzum, gereklik, muhtaçlık, (bkz. : zaruret). Daf'-i hacet : abdest bozma. Arz-i hacet : eksiğini, isteğini bildirme.
hacet ne ::: ne ihtiyaç var, ne lüzum var.
hâcet ::: ihtiyaç, lüzum.
Hacet :::
- Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum.
Örnek: Bu devri yüz defa yapabildiniz mi, mutlaka her hacetiniz de yerine gelir. Y. K. Karaosmanoğlu - Küçük veya büyük abdest.
- İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey
Örnek: Zile basacaktı, hacet kalmadı. R. H. Karay - Tanrı'dan veya kutsal sayılan kişiden beklenen dilek
hâcet ::: ihtiyaç , lüzum
hâcet ::: ihtiyaç
Hacet ::: Gerek; gereklilik
Hacet ::: Gerek; gereklilik
hacet ::: idrar, lüzum
hacet :::
HÂCET :::