tutuk ~ تتق
Mükemmel Osmanlı Lugatı - tutuk ~ تتق maddesi. Sayfa: 188 - Sira: 18
Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; tutuk maddesi. osmanlıcada tutuk ne demek, tutuk anlamı manası, tutuk osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tutuk hakkında bilgi. Arapça tutuk ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tutuk anlamı
Mükemmel Osmanlı Lugatı - تتق tutuk ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
tutuk ~ تتق güncel sözlüklerde anlamı:
TUTUK ::: Örtü, perde, peçe.
tutuk ::: (f. i.) : çadır, büyük perde; örtü.
tutuk ::: (a. i.) : perde, örtü, peçe. (bkz. : bürka').
Tutuk :::
- Akıcı, rahat konuşamayan.
- Eski işlevini göremez duruma gelmiş
Örnek: Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk. A. İlhan - Kısılmış, tutulmuş, kesik
Örnek: Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu. P. Safa - Kapalı, tıkalı.
- Sıkıntılı
Örnek: Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı. R. E. Ünaydın - Durgun, çekingen, sıkılgan.
- Tutuklu.
- 1. Efsun, büyü. 2. Rehin, tutu. 3. Kapalı, örtülü. 4. Perde, peçe. 5. Çekingen sıkılgan. 6. Askeri vali, vali.
tutuk ::: örtü , perde , peçe
tutuk ::: (f. i.) çadır, büyük perde; örtü.
tutuk ::: (a. i.) perde, örtü, peçe. (bkz. : bürka').
tutuk ::: çekingen, durgun, kapalı, kesik, sıkılgan, tutuklu
TUTUK :::