Çağdaş Sözlük

basiret ~ بصیرت

Mükemmel Osmanlı Lugatı - basiret ~ بصیرت maddesi. Sayfa: 148 - Sira: 1

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; basiret maddesi. osmanlıcada basiret ne demek, basiret anlamı manası, basiret osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte basiret hakkında bilgi. Arapça basiret ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada basiret anlamı

Mükemmel Osmanlı Lugatı - بصیرت basiret ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

basiret ~ بصیرت güncel sözlüklerde anlamı:

BASiRET ::: Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan. (Bak: Süveydâ-i kalb)

basiret ::: (a. i.) : önden görüş, seziş.

basîret-i kalb ::: gönül uyanıklığı.

basîret ::: ileri görüş, kuvvetli seziş.

BASiRET ::: Gözü âmâ (görmeyen) kimse kör değildir. Asıl âmâ basîreti kör olan kişidir. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)

Allahü teâlâ mü'minlere basîretler ve nûrlar lütûf eylemiştir. Onlar bu sâyede işlerin iç yüzünü anlarlar. Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem "Mü'min Allah'ın nûru ile nazar eder" hadîs-i şerîfi bu mânâda anlaşılmalıdır. (İmâm-ı Kuşeyrî)

Basiret :::


  1. Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü

basîret ::: görüş , ileriyi görme gücü

basiret ::: ince anlayış , hakikatı kalbiyle hissedip anlama , kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye , feraset , im'an-ı dikkat , ibret alınacak hidayet sebepleri , beyyine , hüccet , bir evin iki tarafının arası , yer üstündeki kan

basîret ::: ‬görüş

basîret ::: ileriyi görme gücü

Basiret ::: Doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü

Basiret ::: Doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü

basiret :::

doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü

BASİRET :::

Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan. (Bak: Süveydâ-i kalb