Çağdaş Sözlük

icab ~ اعجاب

Mükemmel Osmanlı Lugatı - icab ~ اعجاب maddesi. Sayfa: 72 - Sira: 1

Mükemmel Osmanlı Lugatı - Ali Nazima ve Faik Reşad Sözlüğü; icab maddesi. osmanlıcada icab ne demek, icab anlamı manası, icab osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte icab hakkında bilgi. Arapça icab ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada icab anlamı

Mükemmel Osmanlı Lugatı - اعجاب icab ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

icab ~ اعجاب güncel sözlüklerde anlamı:

iCAB ::: Lâzım. Gerekli. Lüzum. Sebeb olmak. * Ist: Akitlerde ilk söylenen söz. Bir mal sahibinin müşteriye karşı, "Bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir. Müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir. Şer'i ıstılahta buna "icâb ve kabul" denir.

i'câb ::: (a. i. ucb'dan.) : 1) taaccübe düşürme, şaşırtma. 2) kendini beğenmişlik. [Arapça'da : "iyiliğe, güzelliğe hayran etme" mânâsına gelir].

îcâb ::: 1) lâzım gelme, gerek. 2) bir sözleşme, için ilk söylenen söz. 3) mant. * olumlama, "olumlu halde bulunma, fr. affirmation.

îcâb ::: lüzum, gerek.

iCaB ::: İslâmiyet; kıyâmete kadar bütün îcâbları, karşılayacak en mükemmel ve en üstün bir dindir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

2. Teklif, bir sözleşme için alıcı veya satıcı tarafından ilk söylenen söz.

Îcâb ve kabûl, söz ile olduğu gibi, bir taraftan veya iki taraftan mektublaşma ile veya adam göndermekle de olur. (Kâşânî)

Îcâb, karşıdakinin anlayacağı bir lisan ile, sattım, hediye ettim gibi; kabûl ise, aynen kabûl ettim, râzı oldum gibi geçmiş zamân bildiren sözlerle olur. (Kâşânî)

iCaB ::: İslâmiyet; kıyâmete kadar bütün îcâbları, karşılayacak en mükemmel ve en üstün bir dindir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

2. Teklif, bir sözleşme için alıcı veya satıcı tarafından ilk söylenen söz.

Îcâb ve kabûl, söz ile olduğu gibi, bir taraftan veya iki taraftan mektublaşma ile veya adam göndermekle de olur. (Kâşânî)

Îcâb, karşıdakinin anlayacağı bir lisan ile, sattım, hediye ettim gibi; kabûl ise, aynen kabûl ettim, râzı oldum gibi geçmiş zamân bildiren sözlerle olur. (Kâşânî)

îcâb ::: gerek , gerekme

icab ::: gerekme , lazım , gerekli , lüzum , sebeb olmak , ıst: akitlerde ilk söylenen söz , bir mal sahibinin müşteriye karşı , "bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir , müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir , şer'i ıstılahta buna "icab ve kabul" denir

îcâb ::: ‬gerekme

îcâb ::: gerek

i'câb ::: (a. i. ucb'dan.) 1) taaccübe düşürme, şaşırtma. 2) kendini beğenmişlik. [Arapça'da :

İcâb ::: Gerekme; gerek; bir sözleşme için ilk söylenen söz

icab :::

gerekme; gerek; bir sözleşme için ilk söylenen söz

İCAB :::

Lâzım. Gerekli. Lüzum. Sebeb olmak. * Ist: Akitlerde ilk söylenen söz. Bir mal sahibinin müşteriye karşı, "Bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir. Müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir. Şer'i ıstılahta buna "icâb ve kabul" denir.